Ameliyatsız Estetik

AŞIRI TERLEMEDEN BOTOKS'LA KURTULABİLİRSİNİZ
Bazı insanlar, özellikle aşırı koltukaltı terlemesinden şikayetçi olurlar. Aşırı terlemenin giysilerde ıslanmış görüntüye sebep olması, kötü koku yayılması hem insanın kendini hem de etrafındaki insanları rahatsız edebilir. Bu tür hastalarda yaz aylarından önce koltukaltına yapılan botoks, terlemenin fazla olduğu yaz dönemini rahat geçirmeyi sağlar. Bazı insanlarda avuç içleri ve ayak tabanlarında aşırı terleme izlenebilir. Bu durumun sosyal ve psikolojik bir problem olduğu durumlarda botoks tedavisi son derece başarıyla uygulanabilir.

Aksiller hiperhidroz yani koltuk altı aşırı terlemesinde,botoks 4 ml ile sulandırma yapıldıktan sonra her bir enjeksiyonda 0.1-0.2 ml ilaç (2.5-5 U Botox) enjekte edilir. Enjeksiyon koltuk altında 2 cm aralıklı olarak çok noktadan yapılır. Toplamda bir koltuk altına 50 U Botox kullanılır. En çok terleme olan noktaları belirlemek için Minor iyodin-nişasta testi uygulanabilir. Etki enjeksiyondan sonra 1 hafta içinde ortaya çıkar ve yaklaşık olarak 4-6 ay sürer. Bazı durumlarda daha uzun süre etkisini devam ettirir.


YÜZDEKİ KIRIŞIKLIKLARA BOTOKS
Botoks ve Yüz Estetiği
Yüz bölgesinde oluşan kırışıklıklar üzgün, yorgun, sinirli ve yaşlı bir yüz ifadesinin kalıcı bir şekilde görülmesine sebebiyet verebilir. Botoks enjeksiyonları, bu görüntülerin düzeltilmesinde son derece etkili bir şekilde kullanılmaktadır.


Nisan 2002 de FDA, Botoksun kırışıklıkların şiddetini 120 gün süreyle azalttığı konusunda onay verdi. Botoks, en popüler, cerrahi olmayan kozmetik prosedürdür.
Mimik kaslarının yıllar boyunca çalışması, üzerini örten deri üzerindeki kıvrımları belirgin hale getirir ve böylece yüzdeki dinamik çizgilenmeler ortaya çıkar. En sık ortaya çıkan dinamik çizgiler, alın, kaşlar arası, göz kenarları ve ağız çevresinde görülür. Bu çizgiler ilerleyen yıllarla birlikte statik hale gelebilir ve daha derin bir çizgi şekline dönüşebilir. Alın ve göz kenarlarındaki çizgiler kişiye daha yaşlı bir görünüm, kaşlar arasındaki çizgiler ise kişiye çatık kaşlı, kızgın bir bakış ifadesi verir.


Özellikle ‘kaz ayağı’ denilen göz kapağı çevresi kırışıklıklar en çok rahatsız eden bölgelerdir. Mimik kaslarına botoks uygulanarak bu kasların hareketleri zayıflatılabilir, kas hareketlerindeki azalma, üzerindeki derinin, kas hareketleri ile katlanmasını ve katlanmaya bağlı çizgilenmeyi de azaltır. Bu şekilde yaşlı ve kızgın olarak görünen yüz ifadesinde de belirgin bir düzelme sağlanır.
Bu bölgelerin dışında, burun yan taraftan dudak köşesine uzanan çizginin derinliğine bağlı olarak bu bölgeye botoks uygulaması da fayda verebilir. Dudak etrafı kırışıklıklar düşük dozlarda botoks enjeksiyonu ile düzeltilebilir.


Nefertiti Lift
Eski Mısır’da yaşamış olan Kraliçe Nefertiti, pek çok plastik cerrah tarafından güzellik simgesi olarak görülmüştür. Özellikle belirgin çene kıvrımı ve boyun hattı örnek olarak gösterilmiştir. Yaşlanma ve yerçekimi ile boyunda bulunan yüzeyel bir kas olan ‘Platisma’ çene hattını aşağıya doğru çeker. Sarkmış dokular silik bir çene hattına sebebiyet verir. Bu durumun Botoks kullanılarak düzeltilmesi ‘Nefertiti lift’ olarak adlandırılır.


İşlem öncesi ve işlem sırasında hastanın plastisma kasını kasması tariflenir ve Botoks enjeksiyonu yapılacak noktalar işaretlenir. Takiben alt çene (mandibula) kıvrımı boyunca ve plastisma arka bandı üst kısma botoks enjeksiyonu yapılır. Her iki çene kıvrımına toplam 15-20 ü Botoks yapılır. Enjeksiyonda 2-3 hafta sonra çene konturunun daha belirgin hale geldiği izlenir. Bu yöntem, çene altı yağ birikimi fazla olmayan plastisma kasının aşırı belirgin olmadığı kişilerde daha başarılı sonuç vermektedir. Enjeksiyon sırasında dudak köşesi-çene hattını geçmemek gülümseme asimetrisine yol açmaması için önemlidir.


YÜZ GENÇLEŞTİRMEDE LAZER VE DİĞER UYGULAMALAR
Ciltte oluşan kırışıklık, sarkma, lekelenmelerin yok edilmesi işlemine cilt gençleştirme denir.
İnsanların yaşı ilerledikçe, ciltte oluşan bir grup durum ve değişikliklerin hepsine birden ciltteki yaşlanma belirtileri denir. Oluşan bu cilt değişiklikleri çevresel faktörler, genetik faktörler, beslenme ve diğer faktörlerle ilişkilidir. Başlı başına en büyük tek faktör ise güneş ışığına maruziyettir. Vücutta bulunan doğal pigmentler, güneş ışığına bağlı cilt yaşlanmasından kısmi koruyucu etki yapmaktadır. Mavi gözlü, açık tenli insanlarda yaşlanmaya bağlı cilt değişiklikleri , koyu tenli ve daha fazla pigmentli insanlara göre daha fazla görülmektedir.


- Yaşlanan cildin en üst tabakası olan epidermis incelir, pigment içeren hücrelerin (melanositler) sayısı azalır ve fakat kalan pigment hücrelerinin büyüklüğü artar. Bunun sonucunda cilt daha ince daha soluk ve daha şeffaf görüntü kazanır.Güneş temas eden alanlarda büyük pigmente lekeler ( yaşlılık lekeleri, çiller) oluşur.
- Cildin bağ doku elemanlarındaki değişiklikler cildin kuvveti ve elastikiyetini azalır. Özellikle güneş temas eden ciltte daha sık görülür.
- Cildin alt tabakası olan dermisteki damarların kırılganlığının artmasıyla ciltaltı kanamalar, morarmalar artar.
- Bayanlarda menapoz sonrası ve erkeklerde daha ileriki yaşlarda, ciltte özel terbezleri olan sebase bezlerin salgısı azalır ve cildi nemli tutmak zorlaşır ve ciltte kuruluk ve kaşıntı artar.
- Saç ve kıl azalması olur. Bazı yerlerde istenmeyen kıllanma artışı izlenebilir. Saçlar ve kıllar önce grilerşir sonra beyazlaşır.
- Cilt altı yağ dokusu tabakası incelir. Cilt daha zedelenmeye müsait olur ve vücut sıcaklığını düzenlemek daha zor olur. Ter bezleri salgısının azalması da vücut sıcaklığı düzenlenmesini zorlaştırıcı bir etkendir.


Bu değişiklikler her insanda farklı oran ve farklı yaş dilimlerinde izlenir.  
Tüm bunların sonucunda ciltte kuruluk, kırışıklıklar, sarkmalar ve lekeler ana yaşlanma belirtileri olarak gözlemlenir. Doğal yaşlanma belirtileri yanında diyabet, karaciğer hastalığı, kalp hastalığı, damar hastalıkları, obezite, stres, kimyasallara maruziyet, iklim değişiklikleri alerjiler farklı cilt değişiklikleri yapabilir.


Cildi gençleştirecek estetik müdahaleler öncesi bu değişikliklerin mümkün olduğunca önlenmesi daha önemlidir. Stresten uzak durma, var olan hastalıkların tanı ve yeterli tedavisinin yapılması, dengeli beslenme yanında yaşlanma belirtilerinin en önemli risk faktörü olan güneş ışığından korunmak da çok önemlidir. Bu amaçla;
- Bronzlaşmaktan ve solaryumdan sakınınız.
- Güneş ışığının en kuvvetli olduğu 10.00- 16.00 saatleri arasında güneş altında kalmayınız.
- Güneşten koruyucu   kremler kullanınız. Kremler hem UVA hem de UVB ışınlarından koruyucu en az 30 SPF olmalıdır.
- Şapka, eldiven ve güneşten koruyucu kıyafetler kullanınız.

Cildi gençleştirmek için uygulanan estetik müdahaleler şunlardır:
1- Botoks enjeksiyonu
2- Dolgu maddesi enjeksiyonu
3- Peeling (cilt soyma)
a-Kimyasal peeling ( cilt soyma)
b-Lazer peeling
c-Dermabrazyon ( mekanik soyma)
4- Hiperbarik oksijen ve ozon tedavisi
5- Cerrahi yöntemler

Özellikle yüz bölgesi kırışıklıkları tedavisinde botoks ve dolgu maddeleri tek başına veya birlikte kullanılabilinmektedir. Dolgu maddeleri hyaluronik asit, kolajen, hidroksiapatit veya polimetilmetakrilat yapılı olabilir.Bunun yanında insanın kendi dokularından elde edilen yağ enjeksiyonu, kök hücre enjeksiyonu, PRP ( Platelet rich plazma) ve çeşitli doku kokteylleri de genç bir cilt görünümü sağlamak için kullanılmaktadır.

Kırışıklıklar, lekeler, sivilce izleri ve porlar için çeşitli cilt yenileme teknikleri kullanılmaktadır. Burada amaç pürüzlü üst cilt tabakasını kaybedip daha sağlıklı, pürüzsüz, parlak, lekelerin kaybolduğu ve daha nemli bir cilt elde etmektir. Kimyasal peeling için  en çok glikolik, laktik ve meyve asitlerini içeren "Alfa Hidroksi Asitleri (AHA)" tercih edilmektedir.. AHA, meyvelerden ve diğer besinlerden elde edilen doğal asitlerdir ve yüzeysel peeling maddesi olarak kullanılır.
TCA (trikloroasetik asit) ile orta derinlikte, Fenol (karbolik asit) ile daha derin peeling yapılır, bu tedavi metodları daha farklıdır. Uzman doktor tarafından uygulanılması gereklidir.


Lazerle cilt gençleştirmede ise Pulsed dye-lazer, fraksiyonel karbondioksit lazer ve Q-switch Nd:YAG lazerler en sık kullanılan lazerlerdir. Bu amaçla kullanılan lazerle 2 yöntemle etki gösterirler:
1-Ablative tip gençleştirme lazerleri: Uygun bir derinlikte kontrollü bir şekilde cildin üst tabakasını soyarak etki ederler.  Bu cilt yenileme tekniği ile cildin yüzeysel tabakaları ısıtılır. Aynı anda doku içindeki su buharlaşır ve cildin yıpranmış ve yaşlı görünüme neden olan üst tabakaları tahrip olur. Bunun sonucunda fibroplast aktivitesi artar, yeni kolajen ve matrix proteinleri oluşur ve tamamen yeni bir cilt matriksi ortaya çıkar.


2-Nonablative tip gençleştirme lazerleri: Non-Ablative (Ablative olmayan) lazerlerin enerji düzeyleri daha düşüktür ve cilt yüzeyinde herhangi bir tahribata yol açmazlar. Termal hasarı dermal tabakalarda yaparlar ve epidermis korunur. Nonablatif lazerle cilt gençleştirme tönteminde epidermis tahrip olmamakta, cilt altı doku uyarılmakta ve bunun sonucunda yeniden yapılanmaktadır.
Non-ablative lazerle cilt gençleştirme yöntemi yüz yanısıra, boyun, göğüs, kollar, eller, bacaklar ve ayaklarda da uygulanabilir. 


Dermabrazyon peeling işleminin mekanik olarak lokal anestezi altında yapılmasıdır. Bu yöntem de cilt gençleştirmede kullanılır. Amaç daha pürüzsüz ve az kırışık bir cilt elde etmektir.
Hiperbarik oksijen tedavisi insanın hem zindeliğini arttıran hem de hücre yenilenmesini sağlayan doğal bir doping yöntemidir. İyileşmeyen cilt yaraları ve pek çok hastalığın tedavisinde de kullanılan bu yöntem gençleşmek için de kullanılabilinmektedir. Ozon terapisi de cilt yenileme ve gençleştirme amacıyla kullanılmaktadır.


Her türlü medikal tedaviye rağmen bazı kırışıklıklar, cilt sarkmaları ve lekeler cerrahi tedavi gerektirebilmektedir. Bu takdirde yüz germe (face lift), boyun germe (neck lift), kol germe ( brakioplasti), uyluk germe (thigh lift) gibi cerrahi işlemler yapılmaktadır.


LAZERLE DÖVME ÇIKARILMASI
Laserle dövme çıkarılır mı?
Q-switch laserler dövmeler daha başarılı olarak çıkarılabilmektedir. Q-switch ruby (694 nm), Q-switch alexandrite (755 nm) ve Q-switch Nd:YAG (1064 nm, çift frekans 532 nm) olarak 3 çeşit laser vardır. Q-switch laserler, çevre dokulara zarar vermeden, kısa atımlı yüksek enerji ile boya maddesini tahrip eder ve hücre içinden salınımını sağlar. Daha sonra lenf sistemi tarafından bu boyalar vücuttan atılırlar.


Hangi dövmeler daha kolay çıkarılır?
Küçük ebattaki, tek renkten oluşan,parlak olmayan, amatör ve eski dövmeler yeni gelişen laser teknolojileriyle daha başarılı olarak çıkarılmaktadır. Dövme üzerine dövme bulunan durumlarda sonuçların önceden kestirilmesi daha zordur.


Tüm Q-switch laserler her dövmede etkili midir?
Her laser her dövmeye etkili değildir. Genelde her Q-switch laser siyah ve indian ink boyasına etkilidir.
Q-switch ruby: Yeşil dövmeler için en etkili, Kırmızı ve turuncu renkli dövmelerde etkisiz
Q-switch alexandrite: Mavi, siyah, kırmızı ve yeşilde etkili. Turuncu ve sarıda etkisiz
Q-switch Nd:YAG ( çift frekans 532nm): Kırmızıda etkili. Yeşilde etkisiz. Turuncu, sarı ve morda etkili olabilir.
Pulsed dye ( 510 nm) laserler de kırmızı ve turuncu renkli dövmelerde etkili olabilmektedir.

Lazerle dövme silme nasıl olur? Ne kadar sürer?
Lazerle dövme silme hemen sonuç veren bir yöntem değildir. Lazer vücuttaki hücre içindeki boyaları tahrip eder. Daha sonra vücut bu pigment maddelerini kendisi yok eder. Onun için 3-8 seans arası sürebilen bu yöntemde seanslar arası birkaç ay süre bırakmak, dövmenin daha başarılı silinmesini sağladığı gibi, cilde iyileşme için süre kazandırır. Bu yöntemin dezavantajı uzun süren bir dövme silme yöntemi olması, en önemli avantajı ise çevre dokulara zarar vermeden, iz bırakmadan bu işlemi yapmasıdır.

Laserle dövme silme işleminde ne gibi sıkıntılar izlenebilir?
Laserle dövme silmede skar kalması, dövmenin daha koyu renk değiştirmesi, hipopigmentasyon, alerjik reaksiyon gelişmesi ve laserin başarılı olmaması gibi sorunlar nadiren görülebilir. Q-switch laserde bu sorunlar daha nadir izlenir.


Karbondioksid laser dövme çıkarmada kullanılır mı?
Karbondioksid laser cildi hırpalama potansiyeli daha fazla olan, sonuçta iz kalma riski yüksek olan bir lazer türüdür. Öncelikle cildin üst tabakasını buharlaştırarak dövmenin daha parlak olmasının daha sonra ise dövmenin cildin alt tabakası olan dermisten silinmesini sağlar.Genelde tek seans yeterli olmaktadır.Kötü izler kalmasının engellenmesi için kortikosteroid kremlerle birlikte kullanılır.



MEZOTERAPİ NEDİR?
Mezoterapi, 1952 yılında Dr.Michel Pistor tarafından geliştirilen çeşitli zedelenmeler ve tıbbi durumları düzeltmek için ve estetik amaçlarla kullanılan minimal invazif bir tedavi yöntemidir. Tedavide problemin olduğu cilt, ciltaltı yağ tabakası; orta cilt bölümü direk olarak hedef alınır ve mikro enjeksiyon ile çeşitli ilaçlar, bitki ekstreleri, vitaminler ve aminoasitler orta cilt bölümüne enjekte edilir. Mezoterapide kullanılan maddeler şunlardır:

Phosphatidylcholine,T3-T4 thyroid, Isoproterenol, Aminophylline, Pentoxifylline, L-carnitine, L-arginine, Hyaluronidase, Collagenase, Yohimbine, Lymphomyosot,Co-enzyme cofactors, Dimethylethanolamine, Gerovital, Glutathione, Tretinoin, Alpha lipoic acid, Vitamin C, Procaine, Lidocaine, Ginkgo biloba, Melilotus, C-adenosine monophosphate, Multipl vitaminler, mineral elementler,Carbon dioxide, Mesoglycan...

Mezoterapinin tendonit, tendon kalsifikasyonu, dental prosedürler, kanser, boyun –kol ağrıları, artrit lemfödem, ve venöz staz gibi durumlarda ağrı giderilmesi için kullanımı bilinmektedir.
Ayrıca estetik amaçlı olarak;

-Selülit ve çatlak tedavisi
-Zayıflamayı hızlandırmak için
-Yaşlanma karşıtı etkiler için
-Bölgesel yağ depolanmaları azaltmak için
-Saç kaybını azaltmak için kullanılmaktadır.


Mezoterapi başarılı bir uygulama mıdır?
Avrupa’da ve dünya çapında yaygınlaşan mezoterapi uygulamalarının etkinliği tartışılmaktadır. Estetik amaçlı mezoterapi uygulamalarının başarılı sonuçlar verdiğini belirten estetik hekimleri olduğu gibi mezoterapinin etkili olduğunu belirten yayın, çalışma ve bilginin olmadığını belirten estetik hekimleri de mevcuttur. Cerrahi bir yöntem olmayan mezoterapi sırasında enjekte edilen ilaç ve benzeri sıvıların ne olduğunun hasta tarafından bilinmesi ve etkilerinin net bir şekilde anlaşılması gerekir. ‘Basit bir enjeksiyonla tüm sorunların çözümü’ ya da ‘ameliyatsız mükemmel sonuç’ beklentilerinin hayal kırıklığı ile sonuçlanabileceği bilinmelidir.


Mezoterapi kimlerde uygulanmaz?
-Ciddi kalp yetmezliği bulunan kişiler,
-Diyabet hastaları,
-Kronik böbrek hastalıkları,
-Antikoagülan tedavisi ( Aspirin, Kumadin…) alan hastalar,
-Kanama-pıhtılaşma bozukluğu bulunan kişiler,
-Hamileler


Mezoterapi yan etkileri nelerdir?
-Hafif şişkinlik (1-5 gün sürebilen)
-Yanma hissi ( 15-20 dakika sürebilen)
- Hafif ağrı ( birkaç gün sürebilen)
-Ciltte ufak renk değişikliği ( kendiliğinden geçen)
-Cilt enfeksiyonu



LAZER UYGULAMALARI
LASER sistemlerin ilk çıkışı, 1916 yılında Einstein’ın ‘ Light Amplification by Stimulated Emission of Radiation’ teorisine dayanmaktadır. 1960’da Theodore Maiman, pempe ruby kristal kullanarak ışığı amplifiye etmiş ve ilk lazer sistemi kullanmıştır. Sonraki yıllarda helyum-neon, Nd:YAG, argon, karbondioksid ve diğer lazer sistemleri geliştirilmiştir.
Lazer sistemlerin vücutta etki mekanizmaları şu şekilde olur:


1- Termal etki: Lazer ışığı en çok ısı etkisiyle çalışır. Enerjinin yoğunluğu, atım süresi ve ısı iletimine bağlı olarak dokularda çeşitli derecelerde ısı etkisi ile etki gösterir.
2- Mekanik etki: Lazer enerjisi ile fotomekanik etki yaratılabilir.
3- Seçici fototermoliz: Lazerin dalga boyuna göre, seçici olarak dokudaki bazı ‘kromofor’ denilen hedef maddelere ( hemoglobin, melanin su gibi) etki gösterir.

LASER nasıl oluşur?
Laser ışığı, gaz ( argon, kripton, karbondioksid), sıvı ( boya) ya da katı (ruby, Nd:YAG) ortam içeren optik boşluklarda oluşur. Laser ortamındaki moleküllerin uyarılması, ışık fotonu salınmasını sağlar ve stabil bir durumda oluşur. Her ortam farklı dalga boylarında bir ışık oluşturur. Bu nedenle farklı isimlerle laser sistemleri mevcuttur. Oluşturdukları farklı dalga boyundaki laser ışınları nedeniyle, bu sistemlerin her biri ciltte veya ciltaltında bulunan su, hemoglobin, melanin gibi farklı moleküllere etki gösterir. Bu nedenle farklı amaçlarla farklı laserler kullanılır. Bir laser sistemi her türlü cilt problemini bu nedenle çözemez.

Ruby Laserler
694 nm’dedir. İlk geliştirilen laser, devamlı akıma sahip ruby laserdir. Teknolojiyle Q-switvh ruby laser de gelişmiştir. Pigmentli lezyonlar ve dövmelerde etkilidir. Long pulse RUBY laser daha derin doku penetrasyonu sağlar. Melanin pigment hedef dokusudur. Epilasyonda kullanılabilir. Cilt renk değişiklikleri yapabilir.

Yag Laserler
YAG (Yttrium-aluminum-garnet) laserlerin plastik cerrahide değişik kullanım alanları vardır. Nd (Neodymium), KTP (potasyum-tinayl-fosfat), ve Er (Erbium) laserle mevcuttur.

Nd:YAG laser (1064 nm) : Görünmez ışık spektrumdadır. Su, hemoglobin veya melanin tarafından çok zayıf emilir. Belirgin cilt kromoforu yoktur. Dokuda derine girer; yüzeyel leztyonlar için kullanımı kısıtlıdır. Koagülasyon ve hemostatik ( kanamayı önleyici) etkisi vardır. Hemanjiomlar, damarsal tümörler, varisler için etkilidir. Q-switch Nd:YAg laserler dövmelerde etkilidir.

KTP: YAG laser ( 532 nm) :
Yeşil görünür ışık oluşturur. Ağız mukozası ve cilt tümörlerinde etkilidir.

Er:YAG (294 nm) : Su tarafından maksimum emilir. Bu nedenle çevre dokuya minimal enerji transferi olur. Normal dokuya zararı minimaldir.Yüzeyel kırşıklıklar ve cilt lekeleri için etkilidir.

Argon Laser
488 nm ve 514 nm dalga boyundadır. Eskiden hemanjiom ve damarsal problemlerde kullanılırdı. Hipertrofik skar oluşturması nedeniyle kullanımı kısıtlıdır.

Boyalı Laserler ( Flaslamp-pumped pulsed dye laser)
Su veya alkol gibi çözücülerde çözünen çeşitli floresan boyalar içerir. 400 ve 100 nm arası çeşitli elektromagnetik spektrumda çalışır. 585 nm dalga boyundaki FLPD laser sistemi hemoglobin ve bir miktar da melanin gibi cilt pigmentleri tarafından emilir. Hemanjiom, vasküler lekeler ve telejiektazilerde etkilidir.

Karbondioksid laser nedir?
Karbondioksid laser ( 10600 mm) görünmez ışık dalga boyundadır. Cerrahi alet olarak kullanılan ilk laser sistemidir. Devamlı dalga ya da atımlı moda olabilir. Ablatif bir laser olan karbondioksid laser, cildin en üst tabakalarının soyulmasını sağlar. Kırışıklık ve cilt çizgisi tedavisi, dövme tedavisi, akne ve diğer skarlar, cilt gerginleştirme için kullanılır. Yüz gençleştirme için kullanılan ‘altın standart’ laser cihazıdır. Bu yöntemin iyileşme sürecinde yüzde 3 ay sürebilen kızarıklık olabilir.

Fraksiyonel laser nedir?
Fraksiyonel laser, kozmetik olarak olarak kullanılan, cildin en üst tabakalarını etkin bir şekilde buharlaştırarak yok eden ‘ablatif’ bir laserdir. Diğer ablatif laserlerden farkı , işlemin yapılmadığı çevre dokulara zarar vermemesidir. Bu yöntemde laser ışınları, fraksiyone olarak yani parçalara ayrılarak pek çok ufak mikro ışınlar halinde cilt üzerine yansıtılır. Laser ışınının cilde temas ettiği küçük alanlar arasında laserden etkilenmeyen alanlar kalır. Bu sayede yan etkiler daha az izlenir, iyileşme daha kolay ve çabuk olur.. Laser ışınından etkilenmiş olan mikro tedavi alanları, yeterli miktarda yeni kolajen üretimi sağlamakta ve cilt yenilenmesi sağlamaktadır. Pigmentasyon problemleri, güneş lekeleri, akne ve diğer skarların tedavisinde kullanılır.

Q-switched laser ne demektir?
1958’de Gordon Gould tarafından ilk defa ortaya konulan Q-switching ( quality switching) bazen ‘Dev atım oluşturulması’ diye de anılır. Türkçe’de kalite değiştirilmesi, arttırılması manasına gelir. Teknikte, devamlı dalga modunda çalışan aynı lasere göre aşırı yüksek pik güce( gigawatt) sahip ışık atımlarının oluşması sağlanabilir. Laserde Q switch işlemi , cihazın atım süresinin saniyenin milyarda biri seviyesine (nanosaniye) kısaltmak için geliştirilmiş bir teknolojidir.Nanosaniyelik atımda hedefin ısısı çok kısa sürede çok yüksek seviyelere ulaşır ve lazer hedefte kavitasyon, şok dalgası, termal genişleme şeklinde sonuçlanır.


Normal modda milisaniye süresinde atım yapan lazerler, hedefi termal gevşeme süresi içinde ısıtarak imha ederler. Q switching daha az atım(pulse) tekrar hızı, daha yüksek atım enerjisi ve daha uzun atım süresine sebebiyet verir.

Kaç çeşit Q-switch laser vardır?
3 çeşit Q-switch laser bulunmaktadır. Dalga boylarına gore Q-switch ruby (694 nm), Q-switch alexandrite (755 nm) ve Q-switch Nd:YAG (1064 nm) diye adlandırılır.

Q-switch laser hangi amaçlarla kullanılır?
Tıbbi olarak bu lazer sistemleri en çok dövme (tatuaj) silinmesinde kullanılmaktadır. Bunun yanında lazerli epilasyon, ciltte pigmentasyon problemleri, telenjiektaziler, hemanjiomlar, diğer damarsal cilt problemleri için kullanılabilir.



BOTOKS İLE ESTETİK BİR GÜLÜŞ SAĞLANABİLİR
Gülerken üst diş ve dişetleriniz fazla mı görünüyor? Bu durum sizi rahatsız ediyor mu? Hatta gülerken elinizle ağzınızı kapatır mısınız? Ya da bu yüzden gülmeyi unuttunuz mu? Bu sorununuzun da bir çözümü mevcut. Hem de cerrahi olmadan. Botoks!

İdeal bir gülümsemede diş etlerinin ön dişler bölgesinde 1-2 mm görünmesi istenir. Özellikle bayanlarda daha uzun olan üst 2 kesici dişin gülerken daha fazla görünmesi , fazladan bir çekicilik katabilir.Fakat dişetlerinde aşırı belirginlik rahatsızlık edici bir görüntü ortaya kyabilir.

Kişi gülümsediğinde diş etleri 2mm ve üzerinde görünüyorsa çoğunlukla diş etleriyle gülümseme, gummy smile durumu söz konusudur. Bu durum gülümsemenin ahengini ciddi olarak bozar.
Dişetleriyle gülümseme (Gummy smile) 3 sebepten oluşur:
1-Aşırı hareketli üst dudak
2-Yetersiz sürmüş dişler
3-Üst çenenin (maksilla) normalden fazla dikey yönde gelişmesi


Burun kanatlarının yan sınırından 3-5 mm yanlara yapılan botoks enjeksiyonu ‘dişetleriyle gülümseme’ sorununuza çare olabilir. Enjeksiyon bölgelerinde uyuşturucu krem sürüldükten sonra 5 dakika süren bir işlemle botoks enjeksiyonu yapılır. İşlem öncesinde ve sonrasında buz tutulabilir. İşlem sonrası çalışma ve günlük hayatın devamında hiçbir kısıtlama bulunmamaktadır. Doğru olarak uygulanıldığında şişlik ve morluk görülmeyen bu işlemin sonuçları 2-3 gün içinde başlar. 2 hafta içinde gülüşünüzün daha estetik olduğunu gözlemleyebilirsiniz. Bu yöntemin kalıcılığını sağlamak için , 4-8 ayda bir tekrarlanması gerekmektedir.

Botoks sanıldığının aksine yılan zehiri değildir; dolgu maddesi değildir; insanların yüzünü şişirmez. Clostridium botulinum isimli bir bakterinin toksini olan botoks, enjekte edildiği bölgedeki kası kısmi ve geçici felce uğratarak etki gösterir. Geçici olarak çalışması yani kasılması engellenen bu kas, kasıldığında vücut üzerinde yaptığı etkiyi gösteremez. Kas kasılınca deformite, şekil bozukluğu oluşturuyorsa bu görüntü, kas çalışmadığından, oluşamaz. Gülme sırasında ‘dişetleriyle gülümseme’ yapan kişilerde, burun kanadı ve dudak üst kısmını ‘levator labii superioris alaque nasi’ adlı bir çift kas çekmektedir. Bu kasın fazla aktif olduğu durumlarda, üst dudak kısalır. Üst dişler de kısa ise , dişetleri daha belirgin olarak izlenir.

Bu yöntem;
-Cerrahi ve diş tedavisinden çekinen
-Üst dudağı gülerken fazla yukarı kalkan
-Çenede kemik deformitesi olmayan
-Nörolojik bir hastalığı olmayan
-Hamile veya emzirme durumu olmayan
-Kanama bozukluğu olmayan
kişilerde rahatlıkla uygulanabilir. Gülüş estetiği için uygulanan botoks estetiği yüz bölgesinde bulunan, çok küçük yapıların bile anatomi bilgisine iyi sahip olan, çene gelişimi konusunda deneyimli, estetik algısı güçlü plastik cerrahi uzmanları tarafından uygulanmalıdır. İğne yapmayı bilen her sağlık personeli tarafından uygulanması mümkün değildir.


Üst çenede aşağıya doğru fazla gelişmesi olan, üst dişleri kısa olan hastalarda cerrahi tedavi seçenekleri mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Dişetiyle gülme şikayeti olan her kişide, bu tekniğin etkili olması mümkün değildir. Bu nedenle işlem öncesi plastik cerrahi uzmanı değerlendirmesi gereklidir.

Bazı insanlarda yüz felci veya başka bir sebepten asimetrik gülüş olabilir. Yine alt dudak köşelerinin fazla sarkık olması nedeniyle gülümseme sırasında, zorlama veya üzgün bir gülümseme hali izlenebilir. Alt dişetleri fazla miktarda görünüyor olabilir. Bu durumda ise alt dudağı ve dudak köşelerini aşağı doğru çeken kaslara bir miktar botoks enjekte edildiği zaman, alt dudak daha üst seviyede görünür. Estetik olarak daha doğal bir gülüş elde edilir.Gülümseme sırasında dudağın bir tarafa doğru çekildiği yüz felci gibi durumlarda ise, sağlama yüz bölgesinde bazı noktalara yapılan bir miktar botoks yüzde simetriyi geçici sürelerle düzeltir.


BURUN ESTETİĞİNDE BOTOKS UYGULAMALARI
Burun estetik ameliyatları Türkiye’de en çok yapılan estetik ameliyatlardır. Gerek iyileşme sürecindeki sıkıntılar gerekse maddi yetersizlikler nedeniyle, burnunun görünüşünden şikayetçi olan kişilerin bir kısmı cerrahi yöntemle burun estetiğine soğuk bakmaktadır. Bu kişiler için, botoksla burun estetiği önemli bir alternatif olarak sunulmaktadır.

Clostridium botulinum isimli bir bakterinin toksini olan botoks, enjekte edildiği bölgedeki kası kısmi ve geçici felce uğratarak etki gösterir. Geçici olarak çalışması yani kasılması engellenen bu kas, kasıldığında vücut üzerinde yaptığı etkiyi gösteremez. Kas kasılınca deformite, şekil bozukluğu oluşturuyorsa bu görüntü, kas çalışmadığından, oluşamaz.

Bazı insanlar, burun ucu sarkıklığından ve düşüklüğünden şikayet edebilirler. Bu duruma sebep olabilen 2 adet kas grubu vardır;
Burnun içindeki destek yapı olan septum kıkırdağı ve burun ucuna üst dudağın iç kısmında bağlı olan bir kas ‘Depressor septi nasi’ kası, burun uç kısmının aşağıya doğru çekilmesine sebep olur. Bazı insanlarda gülümseyince bu çekilme daha fazla olur. Hatta bazı insanlarda konuşma ve gülme sırasında, burun ucu sürekli olarak ‘ ucunda balık bulunan oltanın sallanması’ gibi hareket eder.
Burun kanatları ve dudak yan kısmına bağlı olan bir diğer kas grubu olan ‘levator labi superioris alaque nasi’ ise üst dudak üstü ve burnun uç yan kısmının yukarı çekilmesine sebep olur. Böylelikle burun ucu daha sarkık görünür.


Bu iki kas etkisiyle burun ucu sarkıklığı şikayeti olan kişilerde botoks enjeksiyonları son derece etkili sonuçlar göstermektedir. Dikkatli bir muayene sonrası, burun ucu için botoks enjeksiyonunun uygun olduğu hastanın, enjeksiyon bölgelerinde uyuşturucu krem ya da sprey uygulanır. Daha sonra 10-15 dakika süren bir işlemle botoks enjeksiyonu yapılır. Doğru olarak uygulanıldığında şişlik ve morluk görülmeyen bu işlemin sonuçları 2-3 gün içinde başlar. 2 hafta içinde burun ucu düşüklüğünün ortadan kalktığı izlenir. Hastalar tarafından tolere edilmesi, cerrahi yönteme göre çok daha kolay olan bu yöntemin en önemli dezavantajı geçici tedavi yöntemi olması, 4-8 ayda bir tekrarlanma gerekliliğidir.

Botoksla burun ucu estetiği maliyeti açısından da estetik burun ameliyatına göre son derece uygundur. Çalışanların öğle yemeği molasında yaptırabileceği bir estetik prosedürdür.
Burun estetiği için botoks uygulamaları, aynı zamanda dolgu maddeleri enjeksiyonu ile birlikte de uygulanabilir. Burun sırtındaki deformiteler dolgu maddesi enjeksiyonu ile düzeltilebilir, görünüş açıdan daha uygun hale getirilebilir.


Ciddi burun sırtı deformitesi olanlar, burun içi eğriliği fazla olanlar, burundan nefes alma sıkıntısı olanlar ve daha önce burun ameliyatı olmuş olanlarda botoks enjeksiyonu uygun değildir. Bu tür hastalarda , ciddi deformitelerin cerrahi olarak ve kalıcı olarak düzeltilmesi uygundur ve daha başarılıdır.

Botoks, burnunalınla birleştiği bölgedeki ve burun yanlarında bulunan kırışıklıkların düzeltilmesinde de kullanılır. Özellikle burun kenarlarında bulunabilen ‘tavşan çizgileri’ çocuklarda sevimli görüntü yaratabilmesine rağmen, erişkinlerde pek de istenmeyen bir görüntüye sebebiyet verebilir. Bu durum botoks enjeksiyonları ile düzeltilebilinmektedir.


DERMABRAZYON NEDİR?
Dermabrazyon, bir motora takılı olarak hızla dönen fırça, elmas freze gibi cihazların cilt üzerinde zımpara benzeri bir vazifeyle mekanik olarak üst tabakaları tahrip etmesi ve cilt yenileme işlemidir.


Dermabrazyon hangi amaçla kullanılır?
Dermabrazyon, he türlü skarın azaltılması, kırışıklık yok edilmesi, güneş lekeleri tedavisi ve dövme çıkarılması için kullanılır.


Dermaplaning nedir?
Normalde vücutta başka bir yerde var olan açık yarayı kapatmak için, bazen dermatom adı verilen cihazla uyluk ve kalça gibi bölgelerden ince deri grefti(yaması) almak gerekebilir. Bu dei yaması alınmış olan alan çeşitli pansumanlarla, yeni cilt tabakası oluşturur ve iyileşir. Bazı geniş izler, dövmelerin silinmesi amacıyla dermatom aleti vasıtasıyla yüzeyel cilt alınması işlemine ‘Dermaplaning’ denir. İşlem uygulanan alandaki dövme benzeri istenmeyen lezyon alınır, kalan boya maddeleri akar ve sonuçta iyileşen alan dövmesiz bir alan olarak karşımıza çıkar.


Dermabrazyon öncesi öneriler nelerdir?
- İşlemden en az 7-10 gün önce sigara kesilmelidir.
- İşlemden 7-10 gün önce aspirin gibi kanı sulandırıcı ilaçlar kesilmelidir. Sürekli ilaç kullananlar kardiyoloji hekimlerine danışmalıdır.
- İsoTretinoin ( A vit) kullanan kişiler, en az 6 ay öncesinde ilaç tedavisini kesmiş olmalıdır.
- İşlem lokal veya bazen genel anestezi altında yapılacağından doktorunuzdan ameliyat öncesi hazırlıkları sorunuz.
- Yüzünde uçuk (herpes simplex enfeksiyonu) öyküsü bulunanlar, günde üçe bölünmüş halde 2400 mg toplam doz asiklovir tedavisine başlamalıdırlar.


Dermabrazyon kimlere yapılmamalıdır?
Dermabrazyon her yaş gurubunda uygulanabilir.
- Yaşlılarda iyileşme daha zor ve geç olur.
- Koyun tenli kişilerde iz kalma riski daha yüksek olur. Dikkatli olunmalıdır.
- Yüzünde veya işlem uygulanacak bir başka bölgede cilt enfeksiyonu, şüpheli cilt lezyonu, cilt kanseri,uçuk gibi patolojiler olan kişilerde uygulanılmamalıdır.
- Aktif sivilceleri olan kişilerde uygulanmamalıdır.
- İsotretinoin kullananlarda kullanılmamalıdır.
- Güneşe ya da çeşitli maddelere alerjisi olanlarda dikkatli olunmalıdır.
- Yaz aylarında uygulanması genelde tercih edilmemelidir. İstenmeyen izler bırakabilir.


Dermabrazyon sonrası iyileşme nasıl olur?
İşlem sonrasında, işlem uygulanan alanda özel pomadlar içeren nemli bezler bulunur. Oluşan şişlik ve ağrı için çeşitli ilaç ve pomadlar kullanılır. Cilt yenilemesi gerçekleşince, 7-14 gün içinde bu bez kaldırılır ya da kendi düşer. Açığa çıkan tam iyileşmemiş olan cilt daha hassas ve kızarık renkli bir cilttir. Bu kızarıklık 4-6 hafta, bazen daha uzun sürebilir. Yeni cildin oluşması 3 ayı bulabilir. Bu süre içinde ve sonrasında 1 yıla yakın süre güneşten korunmak çok önemlidir. Birkaç seans halinde tedavi tekrarı gerekebilir.


Dermabrazyon sonrası öneriler nelerdir?
-İşlem sonrası çeşitli ağrı kesici, kaşıntı giderici, nemlendirici ilaç ve pomadlar verilir.
-2-3 hafta boyunca içki ve sigara kullanılmamalıdır (yara iyileşmesi bozulmaması ve kızarıklığın artmaması için).
-Yüz bölgesi uygulamalarında erkekler birkaç gün tıraş olmamalı ve takibinde makine kullanmalıdır.
-Güneşten korunma ve güneşten koruyucu krem kullanımı en az 1 yıl boyunca önemlidir.


Mikrodemabrazyon nedir?
Aluminyum oksit mikrokristalleri püskürten, yüksek basınçlı cihazlar kullanılarak , cildin üst yüzeyinin soyulması ve derindeki sağlıklı dokunun aşamalı olarak ortaya çıkarılması işlemidir. Sonuçta cildin yüzeyel tabakası uyarılır ve daha sağlıklı cilt gelişir. Birer hafta arayla 6-8 seans halinde cilt kırışıklıklarının ve cilt çatlaklarının giderilmesi, cilt lekelerinin giderilmesi, hamilelik çatlaklarının giderilmesi, skarların giderilmesi ve yşlanmayı önleyici amaçlı kullanılır.


Salabrazyon nedir?
Dövme üzerinde dermabrazyon uygulandıktan sonra, alan üzerinde sofra tuzu bırakılması ile daha fazla dövme boyasının çıkarılması işlemi salabrazyondur. Tuz cilt üzerinde ne kadar fazla kalırsa o kadar başarılı olur, fakat o kadar yara izi kalma riski artar.



KİMYASAL PEELING NEDİR?
Bir veya birkaç kimyasal ajan kullanarak, cildin üst tabakalarının (epidermis ve dermis)  hücrelerinin tahribatının sağlanması, takibinde olan yara iyileşmesi ve yeni epidermis ve dermis hücrelerinin oluşması ile cilt yenileme işleminin uygulanmasıdır.

Kimyasal peeling hangi amaçlarla kullanılır?
Güneşe bağlı yaşlanma etkilerinin (güneş lekeleri, çiller, kırışıklıklar…) düzeltilmesi, pigmentli  lekelerin düzeltilmesi, akne tedavisi, yüzeyel skar ve dövme silinmesi, rozasea ve milia tedavisinde kullanılır.


Kimyasal peeling  için hangi ajanlar kullanılabilir?
Alfa hidroksi asitler (laktik asit, sistik asit, malik asit, glikolik asit), trikloroasetik asit, fenol ve Jessner solüsyonu, Baker formülü gibi özel solüsyonlar peeling amacıyla kullanılır.
Glikolik asit en sık kullanılan alfa hidroksi asit grubudur. Çeşitli krem, losyon ve temizleyicilerin içinde de bulunur. İyileşme süresinin kısa olması ve yüzde kırmızılık ve leke bırakmaması nedeniyle en çok tercih edilendir.Hasta işlem sonrası günlük hayatına hemen dönebilir. Her cilt rengine sahip insanda vücudun her yerinde kullanılabilir. Fakat yüzeyel etkili olması nedeniyle derin leke ve kırışıklıklarda etkili değildir.


Trikloroasetik asit, %10-%75 arası solüsyon seçenekleri  sayesinde istenilen cilt tipi ve cilt problemine göre istenilen konsantrasyonda kullanılabilir.

Fenol kullanımı yüksek oranda olduğu zaman kalp ritmi bozuklukları yaratması açısından risklidir. Fenolle ilgili karaciğer ve böbrek bozuklukları da olabilir.

Kimyasal peeling sonrasında hangi komplikasyonlar olabilir?
Peeling sonrası ciltte renk farklılıkları, uzamış cilt kızarıklığı, akne, milia, herpes enfeksiyonu ve cilt enfeksiyonları görülebilir. Fakat bunlar geçicidir. Kişinin  cilt yapısına bağlı olarak uzamış cilt kızarıklığı, hipertrofik skar, pigment değişikliği oluşması mümkündür.



LAZER EPİLASYON
Laser sistemleri, epilasyon amacıyla kullanılan en hızlı ve sağlıklı yöntemdir. Lazer tümü aynı dalga boyunda yüksek enerjili bir ışındır. Saniyenin binde biri düzeyindeki bir atışla cilde lazer ışını sayesinde uygulanan yüksek enerji kıl kökündeki melanin pigmenti tarafından emilir. Çevre dokuya zarar vermeden yalnızca bu noktada oluşan yüksek ısı sayesinde kıl kökü tahrip edilir.

Bu amaçla alexandrite, Nd:YAG, Diod ve long pulsed ruby laserler kullanılabilir.
Diod laser (810 nm) : Her cilt tipinde, hatta esmer tenlilerde de etkilidir. Yüz bölgesinde etkili sonuçları vardır.
Alexandrite laser (75 nm) : En sık kullanılan laser tipidir. Hızlı ve pratik bir laserdir.Çok koyu cilt renginde uygun değildir.Yüz bölgesinde etkisi kısıtlıdır.
ND:YAG (1064 nm) : Derin yerleşimli kıllarda daha etkilidir. Bronz tenlilerde de güvenle kullanılabilir.
Long pulsed ruby laser : Kıl folükülleri tamamen yok olmaz, dah kısa ve açık renk oluşur.

IPL laser midir?
Hayır. IPL(İntense pulsed light) ışığı laser sistemlerin aksine tek bir dalga boyuna sahip değildir. IPL’de yoğunlaştırılmış ışığın bir demeti cilde gönderilir. Bu nedenle seçici değildir. Işık saçılım fazla olması dolayısıyla yüksek dozda kullanılması epilasyonda başarı için gereklidir. Bu da hem daha ağrılıdır, hem de yanık ve kalıcı iz riskini artırır. IPL cilt gençleştirme için de kullanılabilinmektedir.

Laser epilasyon vücutta nerelerde uygulanabilir?
Vücutta, göz çevresi ve ağız içi mukoza dışında hemen hemen her yerde laser epilasyon uygulanabilir. Bayanlarda en çok,yüz (dudak üstü, çene, favori,kaş ortası, kaş üstü), kulak, ense,boyun, kollar, bacaklar, koltuk altı, genital bölge, bikini bölgesi gibi bölgelerde laser epilasyon uygulanmaktadır.

Erkeklerde ise yüz ( elmacık kemiği üzeri, kaş ortası ve üstü, kulak üstü), boyun, ense,göğüs, omuz, sırt en çok laser epilasyonun uygulandığı bölgelerdendir.

Neden tek seans epilasyon için yeterli değildir?
Vücuttaki tüm kıl kökleri anagen, katagen ve telogen üç fazlı bir döngüyü yaşarlar. Tüm kıl kökleri de aynı anda aynı fazı yaşamazlar. Laser epilasyoın uygulaması sırasında uzun büyüme fazında olan anagen fazdaki kıl kökleri etkilenirken, diğer fazdaki kıl kökleri etkilenirler. Bu nedenle farklı kıl kökleri, değişik zamanlarda anagen fazda olacağından farklı zamanlarda belirli aralıklarla laser epilasyon uygulaması gerekir.Böylelikle daha çok kıl kökü epilasyonun etkisine maruz kalır.

Laser epilasyon için kaç seans gereklidir?
Laser epilasyonda yüz bölgesi için 5-8 seans, vücut bölgesi için ise4-6 seans sonrası kıllarda % 90’a varan kalıcı azalma izlenir. Seans aralıkları yüz bölgesi için 4-6 hafta, vücut bölgesi için ise 6-8 haftadır.

Laser epilasyon uygulaması kimlerde yapılabilir?
- Laser epilasyon ergenlik çağına ulaşmış hem erkek hem de kadınlarda yapılabilir.
- Adet görmeye başladıktan sonra tüm kadınlarda laser epilasyon yapılabilir.
- Hamilelerde laserin bilinen bir yan etkisi tespit edilmemesine rağmen, yapılmaması daha uygundur.
- Mevsimsel olarak herhangi bir kısıtlama yoktur, fakat güneşten koruyucu kremler kullanılmalıdır.
- Açık cilt ve koyu kıl rengi olan kişiler ideal lazer epilasyon adaylarıdır.

Laser epilasyon uygulaması kimlerde yapılmamalıdır?
- Epilepsi gibi ışık hassasiyeti olan hastalığı bulunanlar
- Kalp pili bulunanlar
- Kontrolü güç şeker hastalığı olanlar
- Bağışıklık sistemi hastalığı bulunanlar
- Ateşli hastalık süresince
- Tüy ve kılları tamamen beyaz olanlar
- Aktif sivilce tedavisi için ağızdan ilaç kullananlar
- Hamileler
- Sedef gibi cilt rahatsızlığı, cilt enfeksiyonu bulunanlar
- Dudak bölgesinde uçuğu bulunanlar (o bölgenin epilasyonu yapılmamalıdır)
- Işığa hassasiyet yaratan kinin, retinoik asit, tetrasiklin ve benzeri ilaç kullananlar
- Yeni bronzlaşmış cildi bulunanlar (rengin açılması beklenmelidr)
- Hormonsal bozukluğu olanlar (tek başına laser etkili olmamaktadır, hormonal tedavi ya da sorunun çözümü de gereklidir)
- Ciltte açık yarası, şüpheli cilt lezyonları olanlar
- Çok koyu renkli cildi olanlar



LAZER EPİLASYON ÖNCESİ VE SONRASI
Laser epilasyon öncesi öneriler nelerdir?
- Kadınlarda erkek tipi aşırı kıllanma, kas yapısı gelişmesi gibi durumlarda, kandaki hormon değerleri ölçülmeli, uzman bir doktora konuyla ilgili başvurulmalıdır.
- Laser epilasyon uzman doktor denetiminde olan sağlık kuruluşlarında yapılmalıdır.
- Laser epilasyondan 1 ay öncesinde ağda, cımbız gibi kıl köklerini koparıcı işlemler yapılmamalıdır.
- Tedavi öncesi tüyleri sarartma ve boyama yapılmamalıdır.
- Cilt soyulması benzeri işlemler ( peeling...) 15 gün öncesine kadar yapılmamalıdır.
- Uygulama yapılacak bölgede makyaj malzemesi olmamalıdır.

Laser epilasyon sonrası öneriler nelerdir?
- Laser epilasyon sonrası 2 gün güneş ışığından korunulmalı ve 30 SPF güneşten koruyucu krem kullanılmalıdır.
- 2 hafta solaryuma girilmemelidir.
- İşlem sonrası oluşan kızarıklık birkaç saat ile birkaç gün arası sürebilir. Endişe etmeyiniz.
- İşlemden sonraki 3-10 içinde kıllar dökülmeye başlar.
- İşlemden sonra ılık duş alınabilir, fakat masaj, kese ve peeling 1 hafta yapılmamalıdır.
- Seans aralarında epilatör ya da ağda kullanılmamalıdır.

Laser epilasyon sonrası ne gibi riskler olabilir?
- Laser epilasyon sırasında mutlaka koruyucu gözlükler kullanılmalıdır
- Laser epilasyonun cilt kanseri yapıcı ya da iç organlar zarar verici etkisi yoktur. Son derece güvenli bir işlemdir. Ciltte enfeksiyon yaratmaz.
- İşlem sonrası geçici kızarıklık oluşabilir.
- Hassas cilde sahip insanlarda kabuklanma, büllenme, pigmentasyon lekeleri, skar (iz) kalması izlenebilir. Çoğunlukla bunlar da geçicidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder