4 Aralık 2012 Salı

Burun Estetiği Ameliyatında Hasta Beklentisi ve Cerrahi Sonrası Sonuç

Burun estetiği ameliyatları, Türkiye’de en sık yapılan estetik cerrahi prosedürlerdir. Bu kadar çok yapılmasına rağmen uzun dönemli başarılı sonuçları zor olan bir cerrahidir. Güzellik algısının  göreceli olabilmesi de memnuniyette çeşitli görüş ayrılıklarına yol açabilmektedir. Kötü yapılmış ve doğal olmayan bir burun estetiği ameliyatı bazı hastaları memnun edebilirken; tam tersine güzel bir burun estetiği ameliyatı bazı hastaların beklentisinin altında kalabilmektedir.

Hasta ve cerrah arasındaki olabilecek bu görüş farklılıklarını önlemenin en önemli yolu; ameliyat öncesi hastanın detaylı bir muayenesidir. Bu muayenede; burun dış yapısı, iç yapısı, yüzdeki diğer organ ve dokularla ilişkisi, burun delikleri, yüz kemiklerinin yapısı çok dikkatli tartılmalı ve hastaya anlayabileceği şekilde anlatılmalıdır. Daha sonra hastanın burun estetiği ameliyatından beklentileri  ve düşünceleri değerlendirilmeli, yapılabilecek düzeltmeler hastaya detaylandırılmalıdır. Var ise; hastanın gerçek dışı ve yüzüyle uyuşmayacak bir burun görüntüsü isteğinin mümkün olmayacağı ya da uygun olmayacağı  anlatılmalıdır.


Gerekirse eski ameliyat fotoları üzerinde anlatımlar yapılmalıdır. Bilgisayar programları ile hastanın fotoğrafları ile yapılacak düzeltmeler  sonucu; ameliyat sonrası oluşacak burun şeklini göstermek de mümkün olabilir. Fakat bu tür bir gösterinin yanıltıcı olacağı ve yanlış bilgilendirme yapabileceği kanısındayım. Dijital ortamda yapılan bir düzeltmenin gerçek cerrahiyle bağdaşmama olasılığı yüksektir. Hatta  dijital görüntü, daha kötü bir ameliyat sonrası foto elde edilmesine yol açabilir. Bu nedenle yüzyüze görüşme sonucu beklenti ve yapılabileceklerin eşleştirilmesi daha doğru bir uygulamadır.

Meme İmplantları (Protezleri) Türleri: Seçim Zor!

Meme (göğüs) büyütme ameliyatı olmaya karar veren kişilerin karar vermesi gereken en önemli konulardan biri de ne tür bir meme protezinin ameliyatta kullanılacağıdır. Çeşitli meme protezi markalarının ürettiği, farklı özellikte meme protezleri bulunmaktadır. Meme protezlerinin ortak özelliği, silikon bazlı bir koruyucu dış kılıf ve içinde bulunan yumuşak kıvamlı maddeden oluşmasıdır.
Bize seçim için seçenekler tanıyan özelliklere ise kısaca aşağıda değinmeye çalışacağım.

Özelliklerine göre meme protezleri şu şekilde ayrılır:
1-İçeriğine göre:

Silikon içerikli meme protezleri: Silikonun vücutta alerjik, toksik veya kanserojen bir etkisi bulunmamaktadır.  Meme protezleri içinde silikon jel kullanılması daha doğal bir hissiyat sağlamak içindir. Sıvı ya da koheziv silikon jel kullanılır. Koheziv silikon jel; silikon kesilse ya da parçalansa dahi vücut doku içinde bütünlüğü bozulmaz ve dokulara karışmaz. Bu nedenle içinde koheziv silikon jel bulunan meme protezleri daha sık tercih edilir.

Saline (tuzlu su) içerikli meme protezleri:  Daha ucuza mal edilebilen meme protezleridir. Meme bölgesine yerleştirildikten sonra, içine salin yani tuzlu su enjekte edilerek istenilen büyüklük ve şekil verilir. Bu protezlerde salin içeriğin sızma ve memede sönme, asimetri oluşması riski vardır.
Silikon jel-salin (çift lümenli) içerikli meme protezleri: En iç kısmında silikon jel, onun etrafında ise salin bulunan en dışta ise silikon koruyucu tabakanın bulunduğu çift katman ve içeriğin bulunduğu meme protezleridir. Silikon içeriğin zararlı olabileceği düşünülerek planlanmış bir meme protezi şeklidir.

2-Büyüklüğü ve ebatlarına göre:
ABD’de 800 ml’den fazla büyüklüğe sahip meme implantı satışına onay verilmemektedir. Meme implantları taban ölçüleri, projeksiyon ve büyüklüklerine göre çeşitli ölçülerde bulunmaktadır.Meme büyütme için kullanılacak meme protezlerinin büyüklüğüne hastanın vücut büyüklüğü, göğüs kafesi çevresi ölçüsü, kaburgaların durumu, cilt dokusu gevşeklik ve elastikiyeti, göğüs dokusu içinde bulunan meme bezi ve yağ dokusu miktarı, hastanın istekleri göz önünde bulundurularak karar verilir.

3-Şekline göre:
Yuvarlak meme protezleri:

Anatomik meme protezleri: Konturlu, şekillendirilmiş ya da gözyaşı damlası (teardrop) şeklinde olan meme protezleri daha doğal bir görüntü elde etmek için tercih edilirler.

Özel tasarlanmış meme protezleri(custom-made):  Daha çok meme kanseri cerrahisi sonrası veya göğüs kafesi deformitesi olan hastalar için özel olarak ölçülüp tasarlanan meme protezleridir. ABD’deki firmalar kendi iç pazarları için böyle bir üretim yapmamaktadırlar.
Taban şekline göre: yuvarlak, oval ve klasik

4-Yüzeyine göre:
Düz yüzeyli meme protezleri:

Dokulu (textured) meme protezleri: Meme implantının yerleştirildiği yerde hareket etmemesi, vücut dokular tarafından daha kabul edilebilir olması ve implant doku etrafında kapsül oluşumunu azaltmak için tasarlanmıştır.

Poliürethan köpük  kaplı  meme protezleri:   İmplant doku etrafında kapsül oluşmasını en aza indiren meme protezi şeklidir. Fakat kanser yapıcı etkisinin olmadığı halen söylenememektedir.

5-Profile göre:
Düşük profil
Orta profil
Orta ‘artı’ (moderate ‘plus’) profil
Yüksek profil
Meme dokusunun göğüs kafesinden ne kadar dışa doğru belirgin olması istenildiğine göre seçim yapılır.

Tamponsuz Burun Estetiği En İleri Cerrahi Teknik midir?

Tamponsuz burun estetiği ameliyatı ne ileri bir teknolojidir, ne de yeni bir cerrahi tekniktir. Burun estetiği ameliyatları yapıldığından beri, bazı burun ameliyatlarında burun içi tampon kullanılmasına gerek kalmamaktadır. Örneğin sadece burun uç kısmında  hafif düzeltmeler yapılması gibi.

Öte yandan burun içindeki ‘konka’ denilen et yapılara müdahale yapılıyorsa, burun kemiği çıkarılması ve çatının kemikler kırılarak kapatılması gerekliyse, burun ortasındaki septum denilen yapıda düzeltmeler yapılıyorsa ameliyatın sonunda burun içine tampon yerleştirilmesi gerekli olmaktadır. Bu amaçla  merocel, Xeroform, silikon tampon, yağlı gauze bezler tampon olarak kullanılabilir. Bazı hastalar, yerleştirilen silikonu tampon değil zannetmektedirler; halbuki silikon tampon da burun içine konulup dokulara baskı yapan bir maddedir; yani tampondur.

Adı her ne olursa olsun; burun estetiği ameliyatı sonunda burun içine yabancı bir madde, baskı yapması amacıyla yerleştiriliyorsa, bu bir burun tamponudur.

Bu tamponlar hem dokuların birbirine tutmasını sağlar hem de kanamaya engel olur. Bazen de şekil verilen kıkırdak ve diğer dokuların bütünlüğünü sağlar. Eskiden kullanılan tamponlar hem nefes almayı engellemesi hem de çıkarılması sırasında ağrı ve kanama yaratması nedeniyle hastalar tarafından  korkuyla karşılanmaktaydı. Günümüzde kullanılan tamponlardan bazıları, içinde bir kanal bulunması nedeniyle  ameliyat sonrası dahi  burundan nefes alabilmeye izin vermektedir. Bazı tamponlar ise nemli olması özelliğinden dolayı burun içi iyileşmeyi hızlandırmakta ve çıkarılması sırasında travma yaratmaması nedeniyle hiç ağrı hissettirmemektedir. Bu nedenle burun içi tampon kullanılan burun estetiği ameliyatları artık daha konforlu yapılmaktadır.

Ağır burun deformitesi olan hastaların estetik ameliyatlarında dahi burun tamponu kullanmamak bir cerrah için ameliyat sonrası ciddi problemlerle karşılaşmak demektir. Böyle bir iddiada bulunmak ise  ancak hafif burun deformiteleri cerrahisi yapılıyorsa gerçekçidir.

Burun tamponu kullanmamak ameliyat sonrası rahat nefes almayı sağlamaz. Kanama, kabuklar, burun içi dokuların şişmesi nedeniyle zaten burun tıkanır ve burundan nefes almayı engeller. Burun tamponu kullanmayınca hastanın konforu artmak yerine daha da azalabilir. Kanama miktarı artabilir, şişlik miktarı artabilir, nefesi burundan alamama süresi uzayabilir, iyileşme süresi uzayabilir ve daha da kötüsü şekil verilen kıkırdak ve kemiklerin şekli bozulabilir ve istenmeyen kötü burun şekli  olabilir.

Tüm bu bahsettiklerimin dışında, burun estetiği ameliyatlarında özel bir madde olan ‘fibrin doku yapıştırıcısı’  kullanıldığında, ameliyat sırasında burun tamponu kullanılmasına gerek kalmayabilir. Bu hastalarda ameliyat sonrası şişlik, morluk ve kanamanın daha az olduğu da görülmektedir. Ameliyatta bu yapıştırıcı kullanılmasını talep eden hastalara tamamen tamponsuz bir burun estetiği ameliyatı seçeneği sunmak da mümkündür.

25 Kasım 2012 Pazar

Lazer Epilasyon

Laser sistemleri, epilasyon amacıyla kullanılan en hızlı ve sağlıklı yöntemdir. Lazer tümü aynı dalga boyunda yüksek enerjili bir ışındır. Saniyenin binde biri düzeyindeki bir atışla cilde lazer ışını sayesinde uygulanan yüksek enerji kıl kökündeki melanin pigmenti tarafından emilir. Çevre dokuya zarar vermeden yalnızca bu noktada oluşan yüksek ısı sayesinde kıl kökü tahrip edilir.

Bu amaçla alexandrite, Nd:YAG, Diod ve long pulsed ruby laserler kullanılabilir.
Diod laser (810 nm) : Her cilt tipinde, hatta esmer tenlilerde de etkilidir. Yüz bölgesinde etkili sonuçları vardır.
Alexandrite laser (75 nm) : En sık kullanılan laser tipidir. Hızlı ve pratik bir laserdir.Çok koyu cilt renginde uygun değildir.Yüz bölgesinde etkisi kısıtlıdır.
ND:YAG (1064 nm) : Derin yerleşimli kıllarda daha etkilidir. Bronz tenlilerde de güvenle kullanılabilir.
Long pulsed ruby laser : Kıl folükülleri tamamen yok olmaz, dah kısa ve açık renk oluşur.

IPL laser midir?
Hayır. IPL(İntense pulsed light) ışığı laser sistemlerin aksine tek bir dalga boyuna sahip değildir. IPL’de yoğunlaştırılmış ışığın bir demeti cilde gönderilir. Bu nedenle seçici değildir. Işık saçılım fazla olması dolayısıyla yüksek dozda kullanılması epilasyonda  başarı için gereklidir. Bu da hem daha ağrılıdır, hem de yanık ve kalıcı iz riskini artırır. IPL cilt gençleştirme için de kullanılabilinmektedir.

Laser epilasyon vücutta nerelerde uygulanabilir?
Vücutta, göz çevresi ve ağız içi mukoza dışında hemen hemen her yerde laser epilasyon uygulanabilir. Bayanlarda en çok,yüz (dudak üstü, çene, favori,kaş ortası, kaş üstü), kulak, ense,boyun, kollar, bacaklar, koltuk altı, genital bölge, bikini bölgesi gibi bölgelerde laser epilasyon uygulanmaktadır.

Erkeklerde ise yüz ( elmacık kemiği üzeri, kaş ortası ve üstü, kulak üstü), boyun, ense,göğüs, omuz, sırt en çok laser epilasyonun uygulandığı bölgelerdendir.

Neden tek seans epilasyon için yeterli değildir?
Vücuttaki tüm kıl kökleri anagen, katagen ve telogen üç fazlı bir döngüyü yaşarlar. Tüm kıl kökleri de aynı anda aynı fazı yaşamazlar. Laser epilasyoın uygulaması sırasında uzun büyüme fazında olan anagen fazdaki kıl kökleri etkilenirken, diğer fazdaki kıl kökleri etkilenirler. Bu nedenle farklı kıl kökleri, değişik zamanlarda anagen fazda olacağından farklı zamanlarda belirli aralıklarla laser epilasyon uygulaması gerekir.Böylelikle daha çok kıl kökü epilasyonun etkisine maruz kalır.

Laser epilasyon için kaç seans gereklidir?
Laser epilasyonda yüz bölgesi için 5-8 seans, vücut bölgesi için ise4-6 seans sonrası kıllarda % 90’a varan kalıcı azalma izlenir. Seans aralıkları yüz bölgesi için 4-6 hafta, vücut bölgesi için ise 6-8 haftadır.

Laser epilasyon uygulaması kimlerde yapılabilir?
- Laser epilasyon ergenlik çağına ulaşmış hem erkek hem de kadınlarda yapılabilir.
- Adet görmeye başladıktan sonra tüm kadınlarda laser epilasyon yapılabilir.
- Hamilelerde laserin bilinen bir yan etkisi tespit edilmemesine rağmen, yapılmaması daha uygundur.
- Mevsimsel olarak herhangi bir kısıtlama yoktur, fakat güneşten koruyucu kremler kullanılmalıdır.
- Açık cilt ve koyu kıl rengi olan kişiler ideal lazer epilasyon adaylarıdır.

Laser epilasyon uygulaması kimlerde yapılmamalıdır?
- Epilepsi gibi ışık hassasiyeti olan hastalığı bulunanlar
- Kalp pili bulunanlar
- Kontrolü güç şeker hastalığı olanlar
- Bağışıklık sistemi hastalığı bulunanlar
- Ateşli hastalık süresince
- Tüy ve kılları tamamen beyaz olanlar
- Aktif sivilce tedavisi için ağızdan ilaç kullananlar
- Hamileler
- Sedef gibi cilt rahatsızlığı, cilt enfeksiyonu bulunanlar
- Dudak bölgesinde uçuğu bulunanlar (o bölgenin epilasyonu yapılmamalıdır)
- Işığa hassasiyet yaratan kinin, retinoik asit, tetrasiklin ve benzeri ilaç kullananlar
- Yeni bronzlaşmış cildi bulunanlar (rengin açılması beklenmelidr)
- Hormonsal bozukluğu olanlar (tek başına laser etkili olmamaktadır, hormonal tedavi ya da sorunun çözümü de gereklidir)
- Ciltte açık yarası, şüpheli cilt lezyonları olanlar
- Çok koyu renkli cildi olanlar

Dermabrazyon nedir?

Dermabrazyon nedir?
Dermabrazyon, bir motora takılı olarak hızla dönen fırça, elmas freze gibi cihazların cilt üzerinde zımpara benzeri bir vazifeyle mekanik olarak üst tabakaları tahrip etmesi ve cilt yenileme işlemidir.


Dermabrazyon hangi amaçla kullanılır?
Dermabrazyon, he türlü skarın azaltılması, kırışıklık yok edilmesi, güneş lekeleri tedavisi ve dövme çıkarılması için kullanılır.


Dermaplaning nedir?
Normalde vücutta başka bir yerde var olan açık yarayı kapatmak için, bazen dermatom adı verilen cihazla uyluk ve  kalça gibi bölgelerden ince deri grefti(yaması) almak gerekebilir. Bu dei yaması alınmış olan alan çeşitli pansumanlarla, yeni cilt tabakası oluşturur ve iyileşir. Bazı geniş izler, dövmelerin silinmesi amacıyla dermatom aleti vasıtasıyla yüzeyel cilt alınması işlemine ‘Dermaplaning’ denir. İşlem uygulanan alandaki dövme  benzeri istenmeyen lezyon alınır, kalan boya  maddeleri akar ve sonuçta iyileşen alan dövmesiz bir alan olarak karşımıza çıkar.


Dermabrazyon öncesi öneriler nelerdir?
- İşlemden en az 7-10 gün önce sigara kesilmelidir.
- İşlemden 7-10 gün önce aspirin gibi kanı sulandırıcı ilaçlar kesilmelidir. Sürekli ilaç kullananlar kardiyoloji hekimlerine danışmalıdır.
- İsoTretinoin ( A vit) kullanan kişiler, en az 6 ay öncesinde ilaç tedavisini kesmiş olmalıdır.
- İşlem lokal veya bazen genel anestezi altında yapılacağından doktorunuzdan ameliyat öncesi hazırlıkları sorunuz.
- Yüzünde uçuk (herpes simplex enfeksiyonu) öyküsü bulunanlar, günde üçe bölünmüş halde 2400 mg toplam doz asiklovir tedavisine başlamalıdırlar.


Dermabrazyon kimlere yapılmamalıdır?
Dermabrazyon her yaş gurubunda uygulanabilir.
- Yaşlılarda iyileşme daha zor ve geç olur.
- Koyun tenli kişilerde iz kalma riski daha yüksek olur. Dikkatli olunmalıdır.
- Yüzünde veya işlem uygulanacak bir başka bölgede cilt enfeksiyonu, şüpheli cilt lezyonu, cilt kanseri,uçuk gibi patolojiler olan kişilerde uygulanılmamalıdır.
- Aktif sivilceleri olan kişilerde uygulanmamalıdır.
- İsotretinoin kullananlarda kullanılmamalıdır.
- Güneşe ya da çeşitli maddelere alerjisi olanlarda dikkatli olunmalıdır.
- Yaz aylarında uygulanması genelde tercih edilmemelidir. İstenmeyen izler bırakabilir.


Dermabrazyon sonrası iyileşme nasıl olur?
İşlem sonrasında, işlem uygulanan alanda özel pomadlar içeren nemli bezler bulunur. Oluşan şişlik ve ağrı için çeşitli ilaç ve pomadlar kullanılır. Cilt yenilemesi gerçekleşince, 7-14 gün içinde  bu  bez kaldırılır ya da kendi düşer. Açığa çıkan tam iyileşmemiş olan cilt daha hassas ve kızarık renkli bir cilttir. Bu kızarıklık 4-6 hafta, bazen daha uzun sürebilir. Yeni cildin oluşması 3 ayı bulabilir. Bu süre içinde ve sonrasında 1 yıla yakın süre güneşten korunmak çok önemlidir. Birkaç seans halinde tedavi tekrarı gerekebilir.


Dermabrazyon sonrası öneriler nelerdir?
-İşlem sonrası çeşitli ağrı kesici, kaşıntı giderici, nemlendirici ilaç ve pomadlar verilir.
-2-3 hafta boyunca içki ve sigara kullanılmamalıdır (yara iyileşmesi bozulmaması ve kızarıklığın artmaması için).
-Yüz bölgesi uygulamalarında erkekler birkaç gün tıraş olmamalı ve takibinde makine kullanmalıdır.
-Güneşten korunma  ve güneşten koruyucu krem kullanımı en az 1 yıl boyunca önemlidir.


Mikrodemabrazyon nedir?
Aluminyum oksit mikrokristalleri püskürten, yüksek basınçlı cihazlar kullanılarak , cildin üst yüzeyinin soyulması ve derindeki sağlıklı dokunun aşamalı olarak ortaya çıkarılması işlemidir. Sonuçta cildin yüzeyel tabakası uyarılır ve daha sağlıklı cilt gelişir. Birer hafta arayla 6-8 seans halinde cilt kırışıklıklarının ve cilt çatlaklarının giderilmesi, cilt lekelerinin giderilmesi, hamilelik çatlaklarının giderilmesi, skarların giderilmesi ve yşlanmayı önleyici amaçlı kullanılır.


Salabrazyon nedir?
Dövme üzerinde dermabrazyon uygulandıktan sonra, alan üzerinde sofra tuzu bırakılması  ile daha fazla dövme boyasının çıkarılması işlemi salabrazyondur. Tuz cilt üzerinde ne kadar fazla kalırsa o kadar başarılı olur, fakat o kadar yara izi kalma riski artar.